28 Nisan 2011 Perşembe

Dünya Haritam

Ofisteyim,bir dk. geliyorum hemen...Geldim !
Masam o kadar karışık ki, bir bardak yarısı içilmiş su(sabah odama girerken alıyorum yanıma,bazen bitmeyen bir bardak su o), kırmızı bir oje(kullandığımdan değil), fotoğraf makinası şarj aleti, hesap makinası( ben dilciyim!), klimanın kumandası(nisan 28,fakat kendisinin altında güneşlenmekteyim.), bir adet telsiz telefon(çok çalmayan), kalemlik(kurşun kalem kullanmam ama içi kurşun kalem dolu), ataçlık(doğru mu yazdım? bakmak istiyorum hemen) yanlış! Tamam başa alıyorum o kelimeyi ataşlık(içi rengarenk),post it'lerim(renklilerini severim ama önce saman sarısını bitirmeliyim), 2 ufak cam şişe içindeki renkli mürekkeplerim(turkuaz ve turuncu), notlarım(proje isimleri ve tutarları yazan), müsvette kağıtlar(print out edilen zavallı ağaçlar) ve o kağıtlar arasındaki renkli kağıt, renkli dünya haritam...

Dünya Haritam...Bütün yeryüzü bir arada, hem de masamda! Ne kadar mavi, ne kadar sulu bir dünya. Biraz yeşil ve biraz pembe. Beyaz da var içinde, renksiz, kendi halinde ama güçlü. Rengi yok ki sıcak olsun. Bakın Avustralya'ya pembe pembe kurulmuş Dünya'ya, nasıl da hava atıyor Antartika'ya.

Benim ilk göz ağrım Büyük Britanya Krallığı (ama ben ona kısaca İngiltere diyorum :). Rusya ne kadar soğuk geliyorsa kulağıma, Büyük Britanya bir o kadar kibirli geliyordu bana. Ülkenin insanı mı veriyor bu düşünceyi yoksa bulunduğu coğrafyası mı ? Ya da coğrafyadan mı geliyor bu etki insana ? Benim deneyimlerime göre ülke coğrafyasının insan üzerinde etkisi daha baskın diye düşünmekteyim farklı düşünenler kimler bilmek isterim :)

Elime aldım tüm yeryüzünü, Büyük Britanya Krallığı'ndan; Londra, Helllloooo dedi bana.
Haziran 2009, Dil kursu kayıdım, vizem(çok korkmuştum alamıcam diye ve vizemin hazır olduğunu gidip alabilceğimi söyledikleri anda Mecidiyeköy'de elimde 6 aylık öğrenci vizemle buldum kendimi. Çantama koymayayim ya biri çantamı çalmak isterse? Elimde taşısam ya unutursam bir yerde ? diye diye evdeydim sonunda, vizemde çekmecemde), uçak biletim ve bavulum her şeyim hazırdı. Fakat çok yoğun geçen bir zaman dilimiydi. Çünkü eğer ülken Avrupa Birliği'nde değilse ve üstüne bir de Türk isen yurtdışı(benim için bu kavram her ülke için 'yeni bir dünya') sen oraya adımını atana kadar yoruyor seni. Bazen heycanlı ve bazen isyancı...

Benim Dünya Haritası yolculuğum Londra ile başladı ve bu yolculuk 3 ay sürdü. Her Yeni Dünya içinde başka bir Yeni Dünya'yı daha keşfettim. Ben bunu dövme yaptırmaya benzetiyorum. Dövmesi olanlar bilir yaptırılan ilk dövme son değildir. Hep istersin. Bileğinde vardır ama ensemde de olsun istersin. Dünya Haritası yolculuğu da öyledir. Yeni Dünya gördükçe, başka Yeni Dünyalar görmek istersin. Bunu da benim gibi Dünya Haritası yolcuları bilir :)

Masamda ki renkli haritamı pek yakında evimizin duvarına taşıyacağım. Onun rengarenk dünyasına zarar vermeden yine keşfedilen Dünyaları halka içine alacağım. Halka içine alınmayanlar ise bu tablodaki daha şanslı kısım.  Çünkü onları heycanla görmek isteyen bir BEN var :)

Gittiğim her Yeni Dünya'dan izlenimlerimi kalem kalem gelecek yazılarımda aktaracağım. Ruh halime göre seçeceğim :)

P.S: Antik felsefecilerden Herodot'a sevgilerimle !!!! :)


Güzel Kalın...

Öznur